0530 580 24 80 - 0216 474 74 26
info@krcyonetim.com

Blog Details

İŞ DÜNYASINDA KURUMSAL YAPAY ZEKÂ AYAK İZİ…

Merhaba Sevgili Dostlarım,

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi, iş dünyamızda son dönemlerin moda tabiri olan Sürdürülebilirlik (Bugünün ihtiyaçlarını, yarına zarar vermeden karşılamak!) gündeme geldiği zaman; kurumsal ayak izlerini (Su ayak izi + Karbon ayak izi + Vs) takip ederek, hedefleri ve yıllık sonuçlarını net olarak ortaya koymak, “Sürdürülebilirlik Raporları Kapsamında” olmazsa olmazlar arasında!..

Dolayısıyla; özellikle Avrupa Birliği tarafından, ihracat yapan şirketlerden istenen ve TC Ticaret Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilen “Sürdürülebilirlik Raporları” ile takip edilen bu ayak izleri arasına, “Yapay Zekâ Ayak İzi” nin de girmemesi düşünülemezdi, diye düşünüyorum!😊

Şirketlerin; faaliyetleri sebebiyle, ne kadar karbondioksiti atmosfere saldıklarını ve ne kadar enerji harcadıklarını, hangi faaliyetlerle doğaya ne kadar zarar verdiklerini ve su tüketimlerini ortaya koyan bu kurumsal ayak izleri ölçümleriyle, satışa sundukları ürün veya hizmetlerinin sürdürülebilirlik performanslarını ortaya koymak mümkün. 2000’li yılların başından bu yana Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ile geliştirilen bu sistem, bugün; yatırımcılar, tüketiciler ve Devletler için oldukça önemli bir parametre. Ama bu yazının konusu değil!

Neticede, ulusal ve uluslararası iş dünyasında yaşanan gerçekler kapsamında, “Yapay Zekâ”; artık yalnızca bir teknoloji olmaktan öte küresel ekonomiyi yeniden şekillendiren, inovasyonu yönlendiren ve iş modellerini dönüştüren, stratejik bir güç olarak konum­lanmakla birlikte…

Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, “Yapay Zekâ Destekli”; iş akış planına göre büyük veri analitiği ve algoritmalara dayalı karar alma mekanizmaları, iş dünyasının dinamiklerini köklü bir şekilde değiş­tirerek, küresel rekabetin kurallarını yeniden yazmakta!..

Yapay zekâ ayak izi; bir kurumun veya bireyin, yapay zekâ teknolojilerini nasıl kullandığını ve bu kullanımın çevresel, etik ve veri güvenliği açısından etkilerini ifade etmekte…

Bu ayak izini ölçmek için de; Veri Kullanımı ve Gizlilik (Yapay zekâ sistemlerinin topladığı ve işlediği veri miktarının analiz edilerek, güvenlik açısından değerlendirmesi) + Enerji Tüketimi (Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve çalıştırılması için harcanan enerji miktarlarının, çevresel etkisinin saptanması) + Etik ve Sosyal Etkiler (Yapay zekâ sistemlerinin, yönetimsel karar alma süreçlerinde; Adillik, Şeffaflık, Sorumluluk ve Hesap Verebilirlik Gibi… ‘Özel Kurumsal Yönetim Prensipleri’ ne kadar uyduğunun değerlendirmesi) + Otomasyon ve İş Gücü Üzerindeki Etkiler (Yapay zekânın, iş akış süreçlerini nasıl değiştirdiğinin ve tüm çalışanlar üzerindeki etkisinin incelemesi). Gibi kriterler, bizzat yapay zekâ uygulamalarının açıklamalarında yer almakta! 😊

Dolayısıyla, artıları ve eksileri ile inanılmaz bir hızla gelişen “Yapay Zekâ” ile ilgili sizlere de ilginç geldiğini tahmin ettiğim ve yazınında başlığında belirttiğim “İş Dünyasında Kurumsal Yapay Zekâ Ayak İzi” konusunda; Sayın Doç. Dr. Burak Özdoğan ve Sayın Doç. Dr. Deniz Dirik, HBR Web de yayınlanan yazılarında, işletmelere bu konuda yol gösteriyorlar ve diyorlar ki; 

“Bu yazıyı kaleme almaya karar verdiğimizde aklımızdaki soru buydu ve şirketlerin, yapay zekâ kullanım pratiklerini bir endekse bağlamanın işlevselliği üzerine düşünmeye başladık. Çünkü, 21. yüzyılda şirketleri değerlendirmek için tek ölçütün çevresel etki olmadığını hem GRI (Küresel Raporlama İnisiyatifi) hem BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (17 SDG) gibi çerçeveler sebebiyle artık biliyoruz.

Bu kapsamda, şirketlerin teknolojiye ne kadar uyum sağladıkları, sektörel rekabette nerede durdukları, inovasyonu nasıl benimsedikleri de ölçülmesi ve yönetilmesi gereken bir mesele. Bu meselenin bugün en önemli uzantısı, yapay zekânın iş süreçlerinde kullanımı. Bunun da ötesinde, yapay zekâ kullanımının, bizzat; iş modeli, strateji ve hedefler ile uyumlandırılma derecesi, bireysel + kurumsal ve toplumsal etik değerlere uyum seviyesi ve de kurumsal yaygınlık düzeyi, üzerine konuşmamız gereken bir fil haline geldi!

Odadaki fil bu kadar büyümüşken, yapay zekâ ayak izi kavramı, şirketlerin; ‘Yapay Zekâ’nın gündelik işleyişlerine ne kadar derinlemesine nüfuz ettiğini ölçmelerini, bu konudaki olgunluk seviyesini anlamalarını ve kendilerini doğru konumlandırmalarını sağlayabilir. Aynı zamanda yatırımcılar, politika yapıcılar ve iş ortakları için, şirketlerin dönüşüm kapasitesini ölçmekte önemli bir gösterge olarak kullanılabilir. Bu kavram, sadece teknolojik benimsemeyi değil, şirketlerin dönüşüm süreçlerini, rekabet avantajlarını ve sürdürülebilir büyümeye olan katkılarını anlamamıza da yardımcı olabilir!..

Bir şirketin yapay zekâ entegrasyonu; ne kadar derin + otomasyon mu yapıyor, yoksa yapay zekâyı stratejik kararlarına entegre ediyor mu + kendi yapay zekâ çözümlerini mi geliştiriyor, yoksa başkalarının sunduğu teknolojileri mi kullanıyor + yapay zekâ; Kurum Kültürünün bir parçası mı, yoksa sadece birkaç proje ile mi sınırlı? Gibi soruların yanıtlarının dip notlardaki adıdır, Yapay Zekâ Ayak İzi. İş dünyamızda her şeyi ölçme ve kategorilendirme kaygısı giderek arttığından mevcut durumumuzu tespit etmek ve adını koymak yadsınamaz bir önem taşıyor!

Peki, güzel ama bu sorulara yanıt ararken, nasıl bir yöntem izlemeli? İşte tam da bu noktada Jay Galbraith’in “Star Modeli” imdadımıza yetişiyor. Bir şirketin, yapay zekâ ayak izini takip ederken bakmamız gereken unsurlar, “Star Beşlisi”nde gizli. Bu beş unsur ise şöyle;

*) Strateji: Şirketin stratejik hedefleri ve bu hedeflerin, iş modelini nasıl etkilediği ile ilgilidir. Yapay zekâ ayak izine uyarlandığında, şirketin yapay zekâ kullanımına dair uzun vadeli vizyonunun ne olduğunu ifade eder!
*) Yapı: Şirketin, örgütlenme yapısının ne türden olduğunu ve iş modeli ile örgüt yapısı arasındaki uyumu inceler. Yapay zekâ ayak izine uyarlandığında, yapay zekâ süreçlerinin organizasyonda nasıl konumlandığını, mesela merkezi mi yoksa dağınık konumda mı olduğunu irdeler!
*) Süreçler: Şirket içerisinde bilginin ve verinin akış süreçlerini, bu süreçlerin iş modeli ile
uyumunu ele alır. Yapay zekâ ayak izine uyarlandığında, karar alma süreçlerinde yapay
zekâdan nasıl faydalanıldığını açıklar!
*) Ödüller: Çalışanları motive etmede kullanılan ödül ve özel teşvik sistemlerini ifade eder.
Yapay zekâ ayak izine uyarlandığında, şirketin tüm çalışanlarını nasıl teşvik ettiğini yansıtır!
*) İnsan Kaynakları: Şirketin insan kaynağının zihin yapısını ve beceri setini, iş modeli ile bu kaynaklar arasındaki uyumu irdeler. Yapay zekâ ayak izi açısından ele alındığında, İnsan Kaynakları’nın yapay zekâ yetkinliğinin hangi düzeyde olduğunu, eğitim ve beceri dönüşümünün nasıl sağlandığını ortaya koyar!

Şimdi de, “Star Modeli” ile “Yapay Zekâ Ayak İzi” kavramını birleştirme zamanı! Bu kesişimde şirketleri; düşük, orta ve yüksek yapay zekâ ayak izine sahip olmalarına atıfla, üç ana başlıkta sınıflandırabiliriz.

1. Takipçiler: Yapay zekâya temkinli yaklaşan, iş süreçlerine sınırlı şekilde entegre eden şirketlerdir. Genellikle maliyetleri azaltmaya yönelik basit otomasyonlar kullanırlar. Şirketin içinde yaygın bir kullanım ağı yoktur. Bunun yerine yapay zekâ okuryazarlığı gerektiren işlerden sorumlu bir departman veya sadece bir yetkili bulunur!
2. Adapte Olanlar: Yapay zekâyı yalnızca verimlilik artışı için değil, yeni iş modelleri geliştirmek için de kullanan şirketlerdir. Yapay zekâ stratejilerini departman bazlı değil, organizasyon genelinde gündemlerine alırlar!
3. Liderler: Yapay zekâyı sadece entegre eden değil, bu teknolojiyi kendisi geliştiren ve pazara yön veren şirketlerdir. Yapay zekâyı, ana stratejik unsur olarak kabul ederler!

Kuşkusuz hayalimiz, bu çerçeve ile sınırlı değil. Çünkü yapay zekâ ayak izi yalnızca şirketlerin iç dönüşümünü ölçmekle kalmamalı, aynı zamanda tüketiciye veya daha geniş resimde tüm paydaşlara da şeffaf bir şekilde sunulabilmeli.  (Gıda ambalajlarının besin değerlerini + Su / Karbon Ayak İzini beyan etmesi gibi. ‘Bu ürünün yapay zekâ ayak izi sektör ortalamasının altındadır.’ Veya ‘Bu hizmet için harcanan yapay zekâ kaynakları, izin verilen değerler aralığındadır.’ Gibi ifadeler okuduğumuz bir dönem, çok uzak olmayabilir!)

Dileriz, bu öncü model ve Yapay Zekâ Ayak İzi Kavramı, tüm şirketlerimizin yapay zekâ yolculuklarını ve dönüşüm stratejilerini şekillendirmelerine yardımcı olur!

Ve bu yapay zekâ yolculuğunda şirketler, yalnızca bununla sınırlı kalmayarak, tüm ürün ve hizmetlerinde yapay zekâ teknolojilerini ne kadar kullandıklarını, organizasyonları içerisinde yapay zekâ kullanımının sürdürülebilirliğe dair hedeflerine etkilerini ve entegre iş modelleri kapsamında yapay zekanın rolünü açıkça raporladıkları bir dünyayı planlamaya başlarlar!

İnanıyoruz ki yapay zekâ çağında gerçek rekabet, sadece bu teknolojileri benimsemekten değil, bunu nasıl, ne kadar, etik çerçevede kullandığımızı, açıkça beyan etmekten geçecek!”

Dijitalleşmenin ve veri tabanlarının stratejik bir avantaja dönüştüğü iş dünyamızda, etik kurallara ve sektörel rekabete saygılı “Daha Mutlu Bir Gelecek İçin”, her konuda olduğu gibi yapay zekâdan da, doğru ve dürüst bir şekilde yararlanmanız dileğiyle…

Sevgi ve saygılarımla
ALİ RIZA DEĞER

Siz de KRC Yönetim Danışmanlık Hizmetleri Finans Danışmanlığı hakkında detaylı bilgi almak için +90 216 4747426 / +90 530 5802480 numaralı telefonlarımızdan ya da info@krcyonetim.com mail adresimizden bize ulaşabilirsiniz. 

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit. Ut elit tellus, luctus nec ullamcorper mattis, pulvinar dapibus leo.