Merhaba Sevgili Dostlarım.
Kurumsal anlamda çalışma yaşamına, biraz daha değişik bir açıdan bakmak adına, bu başlıkla yazdığım makaleyi, sizlerle paylaşmaktan son derece mutluluk duymaktayım!..
Standart çalışma hayatındaki olumlu veya olumsuz gelişmeleri, hepimizin çok yakından takip ettiğini biliyorum. Çünkü liderlik özelliğiniz bunu gerektiriyor. Bu yüzden birlikteyiz, değil mi?
Önce; kurumsal yönetim standartlarına, yakından bir bakalım…
Sizlerinde çok çok iyi bildiği gibi “Kurumsal Yönetim Standartları veya İlkeleri Nelerdir?” diye yaptığımız araştırmalarda, özellikle internette 🙂 karşımıza genellikle 5 ana nokta çıkmakta!
Bu 5 ana noktanın başlıkları ve alt açılımları ise;
1) Adalet… (Şirket veya kurum yönetiminin; ortak + çalışan + tedarikçi + müşteri, yani bütün hak sahiplerine karşı, konumlarına göre olmaları gereken, eşit bir mesafe sergilemesidir. Bu mesafe; küçük hissedarlar ve yabancı ortaklar ile iş sözleşmeleri içinde, geçerli olmalıdır!)
2) Şeffaflık… (Gelişmeyi ve sektörlerinde belirli bir pazar payına ulaşmayı hedefleyen kurum veya şirketler, paydaşları ve yaşadıkları toplumla; “net, doğru, açık ve karşılaştırılabilir” bilgi paylaşımında bulunabilmelidir!)
3) Hesap verebilirlik… (Yönetim Kurulu; üst düzey yönetim kadrolarının performansını tam bağımsız bir şekilde izlemeli ve şirket hesaplarıyla ilgili, ortaklara karşı hesap verebilirliğinin temin edilmesi için, gerekli raporların zamanında düzenlenmesini takip etmelidir!)
4) Paydaşlara karşı sorumluluk… (Yapılan tüm çalışmalarla, şirketlerin hissedarları için değer yaratırken toplumsal değerleri yansıtan kanun ve düzenlemelere de uyum gösterecek şekilde faaliyet gösterilmelidir!)
5) Kurumsal Sosyal Sorumluluk… (Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi çerçevesinde; insan haklarına ve çalışma standartlarına saygılı olmak, doğaya karşı duyarlı davranmak ve de hile ve yolsuzlukla mücadele etmektir!)
Şeklinde!..
Bu standartlar ve ilkeler, ulusal veya uluslararası boyuttaki tüm şirketler veya kurumlar için; etkin kaynak kullanımı + artan performans + üretilen katma değer + sürdürülebilirlik + itibar + “ürün / hizmet kalitesi” şeklindeki yansımalarıyla, iş dünyasında “yaşam kalitesi” demektir!..
(Yani; “kurumlaşma veya kurumsallaşma” ve de “Marka” olmanın, olmazsa – olmazıdır!)
Sonra da; bilgi teknolojilerine ve dijital dönüşüme, bakalım…
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de; gelişen teknolojiyle, küresel rekabetin artması ve bu rekabetin getirdiği hız, müşteri ihtiyaçlarının analitik olarak önceden tahmin edilmesini, kalite ve maliyet optimizasyonunu, satış öncesi ve sonrası süreçlerde müşteriler ile etkin bir temas kurulamasını gerektiriyor.
Diğer yandan da; konunun çok değerli uzmanlarından Sayın Mustafa İçil’in de belirttiği gibi…
“Şu aralar; dijital dönüşümün, çok konuşulduğu bir dönemden geçmekteyiz. Bugün bir çok firmanın gündeminde bu konuda bilinçlenmek ve iş stratejilerine entegre etmek var. Ama; uygulama aşamasındaki firmaların çoğu, bu konuya temkinli bir biçimde yaklaşıyor!.. Dijital dönüşüm; üretimden – müşteri iletişimine kadar, hem iç – hem de dış tüm süreçlerde, iş yapış tarzımızı ve kullandığımız araçları da değiştirecek. 2019 yılı firmaların bu alanda, düşünmenin ötesinde adım atmaya başladığı bir dönem olacak! Dijital dönüşümün temel çatısı; tüm veriyi doğru okumak ve yorumlamak üzerine kurulu olduğundan, firmaların yakın dönemde mevcut verileri konsolide edecek ve birbirleriyle ilişkilendirecek yazılımlara (büyük veri + yapay zeka), veri toplamada kullanılacak teknolojilere (nesnelerin interneti) ve veri analizi uzmanları’nın istihdamlarına ağırlık verdiğini göreceğiz. Bu değişim ArGe, üretim, pazarlama, satış, müşteri ilişkileri, insan kaynakları, finans ve diğer tüm departmanları etkileyecek. Dijital dönüşüme ayak uyduramayan firmalar ise maalesef rekabetin biraz gerisinde kalacak!..”
Son yıllarda özellikle teknolojik gelişmelere ve dijital dönüşüme uyum sağlayamayan birçok şirket rekabetin gerisinde kalırken, pek çok yepyeni ve genç firmanın da yaratıcı iş modelleri ile dünyanın en değerli şirketleri arasına girdiğini görüyoruz. (Endüstri 4.0 / Pazarlama 4.0)
Yaratıcı iş modellerinin temelinde de; tüm çalışanların, departmanlar halinde katılıp görüş alış verişinde bulunabildikleri “inovasyon (Düşün + Paylaş + Uygula + Kar Et) toplantıları”nın olduğunu hepimiz biliyoruz.
Aslında normal pazarlamanın kuralları pek değişmedi. Ancak; teknoloji dünyasının sundukları ve yeni jenerasyonunun tüketim alışkanlıkları, pazarlamaya başka bir pencereden de bakmayı gerektiriyor. (Bu “başka pencere”yi, yazının final bölümünde bulabilirsiniz!)
Teknolojik ve dijital dönüşüm; şirketler için, artık sadece bir rekabet avantajı elde etme aracı olmaktan çıktı. Özellikle KOBİ ve Aile Şirketleri için, varlıklarını sürdürebilmeleri açısından bir gereklilik haline geldi.
Bu gereklilik içinde, özellikle internetten karşımıza çıkan yol haritalarında, uzmanlara göre;
– İş akış tablolarına göre, durum analizi ve dijital dönüşümün yapı taşları…
– Ulusal ve uluslararası, sektör + şirket + rekabet + rakipler ve pazar analizleri…
– Yaratıcılık ve inovasyon ile stratejik planlamada, dijital dönüşüm ekip çalışmaları…
– Düşünce ve görüşlerin, anahtar performans göstergelerine göre önceliklendirilmesi…
– Öncelik sıralamalarına göre fikirlerin, detaylandırılması + değerlendirmeleri + sunumu…
– Nakit akış tablolarına göre, olası zorluklar ve sonraki adımların maddi değerlendirilmesi…
– Endüstri 4.0 ve tüm teknolojik aşamalarda + özellikle ödeme sistemlerinde siber güvenlik…
Sırasıyla, yer almakta!..
Sonuçta her işte olduğu gibi bu konuda da harcadığımız naktin ve vaktin karşılığını alabilmek önemli. Bununda sizlerinde bildiği gibi tek yolu var. Bu yol da; ürettiğimiz ürün veya hizmete, ihtiyaç duyan müşterilere ulaşmak ve satış yapmak!
Bu noktada eğer işimiz gereği dijital pazarlama da gündemimizde yer alacaksa, satıştan – satış sonrası hizmetlere kadar, teknolojik dönüşümlere; çok daha entegre bir şekilde yaklaşmak ve komple mobile uyumlu bir web veya e-ticaret sitesi ile işe başlamak, tabi ki ilk şart olmalı!..
Daha sonra da (Bir Başka Pencere);
– SEO Optimizasyonu…
– İçerik Pazarlama…
– Google Analytics…
– A / B Testi…
– Referans Pazarlama…
– Influencer (Etkin kişi tavsiyesi)…
– Sosyal Medya ve Viral Pazarlama (Ürün yerleştirme 🙂 )…
– Growth Hacking (Online veri analizi ve ölçümleme uzmanlığı)… gündemdeki yerini almalı!..
Ha, bir de tüm yöneten ve çalışan kadrolarımız, yani insan kaynaklarımız için çok önemli olan;
“Dijital Personel Yönetim ve Performans Raporlama Sistemleri” konusunda, kurumunuza özel tercihler yapar veya yaptırırsanız, pratik uygulamalarına ve deneme süreçlerine dikkat edin!
Kurumsal Yönetim Standartları çerçevesinde ve Teknolojik Dönüşüm kapsamında, öncelikle; ön yargılar ve değişim dirençlerinden uzakta, iş dünyasında yolunuz her zaman açık olsun!..
Daha mutlu bir gelecek için…
Sevgi ve saygılarımla
ALİ RIZA DEĞER
Siz de KRC Yönetim Danışmanlık Hizmetleri Finans Danışmanlığı hakkında detaylı bilgi almak için +90 216 4747426 / +90 530 5802480 numaralı telefonlarımızdan ya da info@krcyonetim.com mail adresimizden bize ulaşabilirsiniz.